Avrupalı tedarikçiler Çin’le baş edemiyor
TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, dünyada pazar dinamiklerinin değiştiğini belirterek, “Avrupalı tedarikçiler Çin ile baş edemiyor. Avrupalı üreticilerin en az 42 ayda yapabildiği geliştirmeleri Çinli markalar 24 ayda hayata geçiriyor” dedi.
TAŞIT Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 2025 yılının son üye toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, dünyada pazar dinamiklerinin değiştiğini, büyümenin doğu ve küresel güney pazarlarında yaşandığını kaydetti.
Batı pazarları, Japonya ve Kore’nin yeni araç satışları açısından zirve otomobil dönemine ulaştığını veya ulaşmak üzere olduğunu ifade eden Yakup Birinci, “Küresel güney olarak adlandırılan bölge, 2040 yılına kadar küresel araç satış hacminin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturması, batı pazarlarında ise yeni araç satışlarının 2025’e kıyasla yüzde 3’e gerilemesi bekleniyor.
Hem Çinli tedarikçiler hem de OEM’ler maliyet ve teknoloji uygulama hızında rekabet avantajına sahip. Çinli OEM’ler, E-Drive ünitesini Avrupalı rakiplerine oranla yüzde 23 daha düşük maliyetle üretiyor. Bu fark batarya maliyetinde de yine Çinli markalar için yüzde 21 avantaj olarak öne çıkıyor” dedi.

AVRUPALI TEDARİKÇİLER ÇİN’İN HIZINA YETİŞEMİYOR
Çinli markaların hız ve verimlilikte önemli bir avantaja sahip olduklarını vurgulayan Yakup Birinci, “Avrupa’da 42 ile 63 ay arasında gerçekleştirilen araç geliştirme döngüsü Çinli markalar için yalnızca 24-30 ay aralığında. Bu da Çinli oyuncuların geliştirme döngülerinin iki kat daha hızlı olduğu, pazar değişikliklerine hızla yanıt verdikleri sonucunu ortaya çıkarıyor.
Avrupalı markalar yılda 3 kez havadan yazılım güncellemeleri yapabilirken Çinli markalarda bu yılda 10’u buluyor. Bu da Çinli oyuncuların geliştirme döngülerinin iki kat daha hızlı olduğu, pazar değişikliklerine hızla yanıt verdikleri sonucunu ortaya çıkarıyor. Avrupalı tedarikçiler daha hızlı tempoya uyum sağlayamıyor” diye konuştu.
Avrupa hafif araç üretiminin 2017 yılından 2024 yılına kadar yüzde 31’lik düşüş yaşadığını hatırlatan TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, şöyle devam etti: “Üstelik tahminlere göre 2028 yılına kadar üretimin yüzde 6 gerileme yaşaması bekleniyor. Buna göre iş hacminin yaklaşık yüzde 10 daralma seviyesinde istikrar kazandığı ve ufukta sadece zayıf toparlanma işaretleri olduğunu görüyoruz.
Benzer durum gelir beklentilerinde de ortaya çıkıyor. OEM’ler, içten yanmalı motor ürünleri için uzatılmış tedarik talep ederken aynı zamanda bataryalı elektrikli araç siparişlerini de azaltıyor. Dünya genelinde yıl sonu araç üretimi tahmini, ocak ayına göre yüzde 2,9 artışla 95 milyon 212 bin adede yükseldi. Avrupa’da ise yıl sonu tahmini 17 milyon 476 bin adet seviyesinde. Türkiye olarak yıl sonu araç üretim beklentimiz de 1 milyon 502 bin adet seviyesinde. Ocak ayındaki tahminlere göre yüzde 2,9’luk artış gözlemleniyor.”

‘ZORLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE İHRACAT GÜCÜNÜ KORUYOR’
Yakup Birinci, tüm bu küresel zorluklara rağmen Türkiye otomotiv tedarik sanayinin ihracat gücünü koruduğuna da dikkat çekti.
Birinci, “Otomotiv tedarik sanayi olarak 2025 yılının ilk 11 ayında yaklaşık 14,47 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2024 yılını ise 13,74 milyar dolar seviyesinde kapatmıştık. Bu artış, küresel rekabetin ve dönüşüm baskısının yoğunlaştığı bir dönemde Türk tedarik sanayinin dayanıklılığını ve uluslararası pazarlardaki konumunu koruduğunu açıkça ortaya koyuyor” dedi.
TEDARİK SANAYİ YENİ PROJELER ARIYOR
Yılın son üye toplantısıyla birlikte TAYSAD, EY Parthenon iş birliği ile hazırlanan Rekabetçilik Anketi’nin de sonuçlarını paylaştı.
EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı, TAYSAD Rekabetçilik Anketi sonuçlarını değerlendirerek, “Türk otomotiv tedarik sanayisi bugün yeni projeler arayışı içinde. Son 12 aya baktığımızda yeni ürün proje kazanımlarında 2024’e kıyasla 11 puanlık bir artış görüyoruz.
Ancak bu olumlu tabloya rağmen, kaybedilen projelerin büyük bölümünün Çin başta olmak üzere Polonya, Çekya, Hindistan ve Romanya’ya gitmesi küresel rekabetin ne kadar sertleştiğini ortaya koyuyor.

Kazanılan projelerin yüzde 34’ünün içten yanmalı, yüzde 26’sının elektrikli ve yüzde 13’ünün hibrit araçlara yönelik olması; yüzde 27’sinin ise otomotiv dışı farklı sektörlerden gelmesi, tedarik sanayisinin yeni projelerle ve farklı sektörlere yönelerek kendine yeni bir yol aradığını açıkça ortaya koyuyor” dedi.
REKABETÇİLİĞİ ETKİLEYEN TEMEL SORUNLAR
Ankete göre otomotiv tedarik sanayisinde rekabetçiliği etkileyen temel faktörler şöyle sıralandı: Yüksek iş gücü maliyetleri, döviz kuru ve faiz yükü/krediye erişim zorluğu. Ankete katılan firmaların yüzde 43’ü satışlarının yarısından fazlasını ihracat olarak gerçekleştiriyor. Katılımcılar, 2026 yılında ihracat artışında tedbirli ama olumlu bir gelişim beklediği yönünde görüş belirtiyor.
KAPASİTE YATIRIMI DÜŞÜNEN ÜYELERİN ORANI YÜZDE 32
Buna göre katılımcıların yüzde 34’ü, önümüzdeki 12 ayda ihracatını artırmayı öngörürken yüzde 27’si de gerçekleştirdiği ihracatın azalacağı yönünde görüş bildirdi. 2025 yılında düşen kapasite kullanımına rağmen TAYSAD üyelerinin yüzde 32’si 2026 yılında kapasite yatırımı yapmayı planlıyor. Yatırım planı yapan firmaların yüzde 15’i iç aksam, yüzde 11’i aktarma organları, yüzde 11’i şasi, yüzde 8’i ise gövde alt sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

