Manşet

Otomotivde AB’nin ‘menşei planı’ tehlikesi

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, AB’nin yerlileşme için yürüttüğü menşei çalışması yaptığını belirterek, “EU 27 kapsamındaki malzemelere menşei kuralı gelmesi ile Gümrük Birliği içinde olmamıza rağmen menşei olarak dışlanacağız” dedi.

OTOMOTİV Sanayi Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv sektörünü negatif etkileyebilecek önemli konulardan birinin Avrupa Birliği (AB) içindeki stratejik diyalog çalışmaları olduğuna dikkat çekti.

Otomotiv sanayinin ilk 9 aylık verilerini İstanbul’daki basın toplantısında açıklayan OSD Başkanı Eroldu, hem Türkiye’de hem de globalde yaşanan gelişmelerin otomotiv sektörüne olası etkileri konusunda değerlendirmelerde bulundu.

OSD Başkanı Cengiz Eroldu

AB’nin 2035 hedefi üzerine açtığı tartışmada “menşei” konusuna vurgu yapan Eroldu, “AB kamu alımlarında menşei şartı getirmek istiyor ve burada tehdit ne? EU 27 kapsamındaki malzemelerin menşei hesabında dikkate alınması kuralı değerlendiriliyor. Böyle bir kural gelmesi halinde Türkiye orijinli malzemelerin menşeinde Avrupa menşei dışı gibi kabul edilmesi sonucunu doğuracak. Bu, Türkiye’yi bir yandan Gümrük Birliği içinde tutup, bir yandan menşei kuralı olunca Gümrük Birliği dışına çıkartacak. Eğer AB böyle bir menşei kuralı koyup menşe hesabını yalnızca EU 27 ile sınırlarsa, bunu bir tehdit olarak görüyoruz.” dedi.

Üretim maliyetleri ve baskılanan kurun rekabetçiliği aşındırdığını, ihracatın yanı sıra yeni yatırım kararlarını tehdit ettiğini belirten Eroldu, ABD ve AB’nin korumacılık önlemlerinin ise gelecek için büyük risk oluşturduğunu vurguladı. Eroldu, özellikle AB’de yerlileşme adına gündeme aldığı menşei çalışmasının sadece otomotivi değil, birçok sektörü de olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

‘MENŞEİ KONUSU BİRÇOK SEKTÖRÜ ETKİLEYECEK’

Türk otomotiv sanayisini etkileyebilecek önemli bir konunun Avrupa Birliği içindeki stratejik diyalog çalışmaları olduğuna işaret eden Eroldu, şunları kaydetti: “AB yerlileşme adımları için menşei çalışması yürütüyor. Bu olursa biz Gümrük Birliği içinde olmamıza rağmen menşei olarak dışlanacağız. Bu özellikle bizim kamyon, otobüs gibi iş kollarımızı daha da doğrudan etkileyecek. Bugün AB kamu alımlarında menşei şartı getirmek istiyor.

EU 27 kapsamındaki malzemelerin menşei hesabında dikkate alınması gibi bir kural getirilmesi değerlendiriliyor. Yani böyle bir tartışma var. Böyle bir kural gelmesi, Türkiye orijinli malzemelerin menşeinde Avrupa menşei dışı gibi kabul edilmesi sonucunu doğuracak. Bu da aslında ülke çapında ele alınması gereken bir konu. Tabii bu yalnızca otomotiv değil, başka sektörleri de etkiler. Bunun amacı, Çinlilerin Türkiye veya Fas, Sırbistan gibi ülkeler üzerinden Avrupa’ya girmesini engellemeye çalışmak. Ama aslında orada konvansiyon kuralları var. Dünyada bu ticaret savaşlarının şiddeti ve devreye girme eğilimi artıyor. O yüzden de herkesin kendi pazarını, kendi sanayicisini daha fazla korumaya yöneldiğini gözlemliyoruz.”

‘YÜKSEK VERGİYE RAĞMEN İSPANYA’NIN ENSESİNDEYİZ’

Türkiye Avrupa otomotiv sektörü tarafında iyi bir seviyede. Avrupa’da yüzde 3’lük bir düşüşün olduğunu söyleyen OSD Başkanı Eroldu, ilk 6 ayda Avrupa’nın yaptığı ihracatta da yüzde 6’lık bir azalma olduğunu kaydetti. Türkiye’nin şu anda Avrupa’da İspanya’nın hemen arkasında 6’ncı büyük pazar olduğunu anlatan Eroldu, “Yaşanan makro ekonomik sorunlara ve yüksek vergilere rağmen. Bu da aslında Türkiye pazarının ne kadar bir potansiyel taşıdığının da diğer göstergesi. Bugün İspanya’da ÖTV gibi bir mefhum yok iken biz İspanya’ya yakın bir otomobil pazarına sahibiz ki milli gelirimiz de İspanya’nın oldukça altında. Ticari araçlarda da Türkiye pazar sıralamasında 4’üncü durumda. Türkiye gerçekten ticari araçlar açısından da Avrupa’daki en önemli pazarlardan bir tanesi” değerlendirmesini yaptı.

‘YENİ YATIRIMLARI ÇEKECEK ORTAM OLUŞTURULMALI’

Makroekonomik koşulların gelecek yatırımları tehdit ettiğini belirten Eroldu, “Hızlı hareket eden sektörlerde üretim yeri değişiklikleri yaşanmaya başlanıyor. Tekstilciler Mısır’a gidiyor mesela. Bundan sonraki süreçte yatırım lokasyonlarının değişmesi zor olan otomotiv gibi sektörler de zorlanacak. Bugün aldığımız yatırım kararlarıyla sektör bir büyüme döneminden geçiyor ama bundan sonraki çevrimde bu tablo böyle olmayabilir. 2028’de yeniden yatırım kararları alınacak. O zamana kadar ekonomiyi yoluna koymazsak sektörler zora düşecek. Enflasyon-kur makası riskli, bunu yönetmek gerek” açıklamasını yaptı. Cengiz Eroldu, ÖTV rejiminin markaları fiyatlandırma açısından zorladığını dile getirerek, “Çünkü segmentler kayboluyor. Farklı segmentlerdeki araçları aynı fiyata görebiliyorsunuz. Rekabeti artırıyor ama kârlılıklar baskı altında” dedi.

‘FAİZLER ÇOK FAZLA İNDİRİLMEMELİ’

Ekonomideki gelişmelerin iç pazarı hareketlendirdiğini ifade eden Eroldu, “Paranın gideceği çok yer yok. Altındaki artış birinci sebep; insanlar kâr edip bozup mala dönüşüyor. Burada da gayrimenkul ve otomobil giriyor devreye. Reel faiz kalmadı piyasada. Reel faiz olmayınca, yatırımcılar otomobile yöneliyor” dedi. Faizlerin çok fazla indirilmemesi gerektiğini belirten Eroldu, “2026’yı da iyi yönetmek için ben sert faiz indirimleri beklemiyorum” diye konuştu.

‘SEKTÖRDE KARLILIK BASKI ALTINDA’

Otomotiv sektörünün iç pazarda rekorlar kırmasına rağmen, aslında tablonun iç yüzünün tam görünmediğini ifade eden Cengiz Eroldu, sektörün kötü olmadığını ama karlılıkların baskı altına olduğunu paylaştı. “Yeni ÖTV rejimi uygulaması markaları fiyatlandırma açısından zorlayan bir yapı” diyen Eroldu, “Artık segmentler kaybolmaya başlıyor çünkü markalar ÖTV’deki dilimlere göre pozisyon alıyorlar. Yani bu ne demek, siz artık B, C ve D segmenti araçları aynı fiyatları görebiliyorsunuz. Veya bir küçük fiyat indirimi yapıldığı zaman, ÖTV bareminde aşağıya indirildiği zaman çok agresif bir kampanya ortaya çıkabiliyor” dedi.

‘YENİ VERGİ DÜZENLEMESİ BİZE OLUMLU KATKI YAPMADI

Türkiye’de hem küresel pazarlarda sanayiyi etkileyen çok önemli ulusal uygulama değişikliklerine değinen Eroldu, şöyle konuştu: “Eylülde devreye alınan ek mali yükümlülükler ile, aslında içten yanmalı motorlardaki ek vergi oranlarının azaltıldığını görüyoruz. Diğer taraftan, ABD ile olan yüzde 60’lık vergi konusu vardı. Bunun da bu uygulamayla beraber kaldırılması söz konusu oldu. Bu değişikliklerin Türk otomotiv sanayisine olumlu bir etkisi olmadığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Yani bu düzenlemenin amacı Türk otomotiv sanayisini desteklemek olmadı. Bu anlaşma bizim için bir rekabet kaybına yol açtı. Gümrük vergilerinde içten yanmalı araçlardaki vergi düzenlemesini biz de anlamadık.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir