GüncelHibrit/Elektrikli Araçlar

Mercedes-Benz’in geleceğini sürdürülebilirlik yönlendiriyor

Mercedes-Benz, tüm değer zinciri boyunca CO2 azaltımı yolunda ve uzun vadeli dekarbonizasyon hedeflerine odaklanacak.  CO2’i azaltılmış çelik, alüminyum ve geri dönüştürülmüş malzemeler tedarik zincirinin karbonsuzlaştırılmasını sağlıyor

MERCEDES-BENZ, üçüncü yıllık ESG Konferansı’nda iddialı ve ölçülebilir hedeflere ulaşma konusundaki kararlılığını ortaya koydu. Geleceğin yönlendirdiği ve tüm değer zincirine net bir şekilde odaklanan Mercedes-Benz, sürdürülebilirlik konularını günlük işlerine de dahil ediyor. 2020’lerin ikinci yarısında yeni araç filosunda elektrikli araçların yüzde 50’ye varan payını hedefleyerek elektrikli binek araç portföyünün küresel olarak genişlemeye devam etmesi bunun bir yönü. 2020’lerin sonunda ise üretimden kaynaklanan CO2 emisyonlarının yüzde 80   oranında azaltılması hedefleniyor. Ayrıca, 2039 yılına kadar dünya çapında Mercedes-Benz’e ait tüm üretim tesislerinin yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalıştırılması hedefleniyor. Bu bağlamda stratejik odaklanmayı taktiksel esneklikle birleştiren şirket, ekolojik ve ekonomik düzeyde sürdürülebilir bir geleceğe doğru yoluna devam ediyor. Ayrıca, tüm şirket genelinde sosyal ve idari konularla ilgili girişimler bütünsel bir sürdürülebilirlik yaklaşımına katkıda bulunuyor. Bu, Mercedes-Benz’in ‘Adil Dönüşüm’e katkıda bulunduğu çeşitli önlemleri de içeriyor.

Mercedes-Benz CEO’su Ola Källenius Mercedes-Benz’in her zaman yarına olan inancıyla hareket ettiğini ve bu öncü ruhun iklimin korunmasında Mercedes-Benz’in üzerine düşen rolü oynayabilmesi ve işini her açıdan daha da sürdürülebilir hale getirebilmesi için kilit öneme sahip olduğunu belirterek “2039’a kadar net karbon sıfır için çaba göstermeye devam ediyoruz ve ESG ilkelerinin uzun vadeli değer yaratmayı mümkün kıldığına inanıyoruz” diyor.

Mercedes-Benz Doğruluk, Yönetişim ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Renata Jungo Brüngger de sürdürülebilirlik ve ESG’nin özellikle dönüşüm dönemlerinde, işlerinin her yönünün ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çiziyor. Ayrıca sürdürülebilirlik koordinasyonunun karbonsuzlaştırmadan insan hakları ve yönetişim gibi sosyal konulara kadar tüm ESG yelpazesini kapsayan bütüncül yaklaşımlarını vurguladığını söylüyor.

KARBONSUZLAŞTIRMA VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRÜNLERE ODAKLANMA

Mercedes-Benz’de karbonsuzlaştırma, şirketin 2039 yılına kadar yeni araç filosunu tüm değer zinciri boyunca ve araçların tüm yaşam döngüsü boyunca net karbon-nötr hale getirmeyi amaçlayan Ambition 2039 hedefleri tarafından yönlendirilmeye devam ediyor. 2023’te elde edilen önemli başarılar arasında yaşam döngüsü karbon emisyonlarının araç başına 46,3 tona  (2020: 49,7 ton) düşürülmesi yer alıyor. Gelecek model nesilleri 2020’lerin sonuna kadar binek araç başına net yaşam döngüsü karbon emisyonlarını yüzde 50’ye kadar azaltmayı hedefleyerek bunu önemli ölçüde hızlandıracak.

Mercedes-Benz, tedarik zincirini karbondan arındırma konusunda güçlü bir ilerleme kaydediyor. Bunun bir örneği, yenilenebilir enerji ile çalışan elektrik ark ocakları (EAF) kullanılarak işlenen CO2’i azaltılmış çelik. Şirket bu teknolojinin ABD ve Avrupa’da kullanımını yaygınlaştırıyor.

KONSEPT CLA SERİSİNDE YÜZDE 40 DAHA AZ KARBON AYAK İZİ   

Mercedes-Benz, IAA 2023’te Concept CLA Serisi’ni tanıtarak yeni MMA platformunda inşa edilecek araç ailesi hakkında da bir fikir verdi. MMA araçlarının karbon ayak izi, tüm değer zinciri boyunca, önceki mimariye kıyasla yüzde 40 daha düşük olacak. MMA platformu ayrıca çift yönlü şarj yoluyla aracın ötesinde de avantajlar sunuyor. Bu, aracın elektrik şebekesinin bir parçası olarak Araçtan Eve (V2H) veya Araçtan Şebekeye (V2G) işlev görmesini sağlıyor. Örneğin, bir elektrik kesintisi sırasında eve enerji verebiliyor. Aynı şekilde, gün boyunca fazla güneş enerjisini depolayabilir ve ardından gece şebekeyi besleyebiliyor.

Mercedes-Benz müşterileri, Mercedes me Charge aracılığıyla dünya çapında 1,6 milyondan fazla şarj noktasına erişebiliyor. Ek olarak kendi şarj ağını kurarak ve diğer otomobil üreticileriyle iş birliği yaparak dünya çapında bir şarj altyapısının geliştirilmesine belirleyici bir katkıda bulunuyor. 2020’li yılların sonuna kadar yaklaşık 45.000 şarj noktası inşa edilecek.

ÜRETİM, YENİLENEBİLİR ENERJİDE İLERLEME

Mercedes-Benz üretim ağı, dünya çapındaki tüm tesisleri 2039 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle çalıştırma hedefini gerçekleştirme hedefi ile çalışmaya devam ediyor. 2023 yılında üretimdeki CO2 emisyonları 2018 ‘e kıyasla toplamda yüzde 72 oranında azaldı. Mercedes-Benz Otomobil Grubu’nda yenilenebilir enerjilerin payı yüzde 47’ye yükseldi. Dolayısıyla şirket, yüzde 80’lik CO2 azaltımı hedefine ulaşma ve 2030 yılına kadar kendi üretim tesislerinde yenilenebilir enerji payını yüzde 70’e (Otomobil) ya da yüzde 80’e (Hafif Ticari Araç) çıkarma yolunda ilerliyor.

2025 KARBON HEDEFİNE KATKI SAĞLAYAN BT

Mercedes-Benz BT, veri merkezleri, iş yeri ve bulut alanlarında ölçülen kendi operasyonel işlerinde 2025 yılı sonuna kadar net karbon-nötr olmayı hedefliyor. Son girişimler, küresel veri merkezlerinin enerji verimliliğini 2022’den bu yana yüzde 30’a kadar artırdı. İşyerlerinde, dizüstü bilgisayarlar gibi enerji tasarruflu ekipmanlara geçişin karbon verimliliğinde yüzde 30’a varan bir iyileşme sağlaması bekleniyor. Mercedes-Benz, 2025 yılı sonuna kadar bulut hizmetlerini tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırmak için bulut sağlayıcılarıyla yakın bir şekilde çalışıyor.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir